19 Mayıs 2012 Cumartesi

Canlılar Dünyasını Gezelim,Tanıyalım

A. CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Canlılar Nasıl Sınıflandırılır ?
  Yeryüzünde milyonlarca canlı vardır. Bunların her birini incelemek çok zordur. Benzer özellikte olan canlıları bir grupta toplamak onları incelememizi kolaylaştırır. Bu nedenle canlılar benzerlik ve farklılıkları dikkate alınarak  sınıflandırılmıştır.
Sınıflandırma yapılırken
Dış görünüşleri,
İç yapıları,
Hareket, beslenme ve çoğalma özellikleri göz önünde bulundurulmuştur.

Canlılar aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır.
1)Bitkiler
2)Hayvanlar
3)Mantarlar
4)Mikroskobik Canlılar

1. BİTKİLER
İnsan ve hayvanların en önemli besin kaynağı olan bitkilerin yaşam alanları çok geniştir. Kara ve su ortamlarında, çöllerde birçok bitki çeşidi vardır.
Nilüfer, kamış ve sazlar su ortamında yaşarken kaktüs çöllerde yaşar.Elma,gelincik,çam gibi bitkiler karada yaşar.
Bir yerin iklimi, o yerde yetişen bitki çeşitliliğinde etkilidir.
Örneğin, yurdumuzda farklı iklim türlerinin etkili olması nedeniyle çok çeşitli bitkiler yetişir. Çay bitkisi yalnızca Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yetişirken Akdeniz Bölgesi'nde yetişen turunçgiller iç bölgelerde yetişmez.

Bitkiler yapısal özelliklerine göre,
Çiçeksiz bitkiler,
Çiçekli bitkiler olarak sınıflandırılmıştır.
Çiçeksiz Bitkiler
Çiçekleri olmayan bu bitkiler ağaç diplerinde, nemli toprak yüzeylerinde, bataklıklarda ve sularda yaşar.Eğrelti otu, atkuyruğu ve kibrit otları daha gelişmiş çiçeksiz bitkilerdir. Yaprak ve gövdeleri olduğu için su ve besin taşıyan yapılara sahiptirler. Ormanlarda, nehir ve göl kıyılarında yaşarlar.


Çiçekli Bitkiler
Çevremizi ve doğayı güzelleştiren sebze ve meyveleri elde ettiğimiz en gelişmiş bitkilerdir.
Çiçekli bitkilerin kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi yapıları vardır. Bitkinin yaşamsal faaliyetlerini yürütebilmesi için bu yapıların her birinin ayrı bir görevi vardır.


Kök
Bitkinin toprağın altında kalan kısmıdır.
Havuç, kereviz, turp gibi kökünde besin depolayan bitkilerin köklerini yeriz. Soğanın saçak gibi, havucun kazık gibi kökü vardır.
Kök, bitkiyi toprağa bağlar, tutunmasını sağlar.
Bitkinin yaşaması için gerekli olan topraktaki su ve mineralleri alır. Bitki köklerinde toprağın derinliklerine ulaşmayı sağlayan emici tüyler bulunur. Emici tüyler, kökün topraktaki su ve suda çözünmüş maddeleri emmesini sağlar.
Gövde
Bitkinin toprak üstünde bulunan kısımlarından biridir. Bazı bitkilerde ince ve yumuşak olan gövde çoğunlukla kışın kurur. Bu bitkilerin gövdelerine otsu gövde denir. Bazı bitkilerin gövdeleri ise sert olup otsu gövdelerden sağlamdır. Bu bitkilerin gövdeleri odunsu gövde olarak adlandırılır.
Bazı bitkiler gövdeleriyle yerde sürünür ya da bir yere sarılır.
 Yer elması, patates, kavun, karpuz gibi bitkiler gövdelerinde besin depolar. Bu bitkilerin gövdelerini yeriz. Kökün topraktan aldığı su ve mineraller gövdeye ulaşır. Bu maddeler gövdenin yapısındaki borucuklarla taşınır.
Görevleri
Bitkinin dik durmasını sağlar.
Kökten gelen maddeleri yapraklara taşır.
Bitkinin çiçek, yaprak ve meyvesini taşır.
Yapraklarda üretilen besini diğer yapılara taşır.

Yaprak
Bitkilerin besin üreten kısımlarıdır. Şekli bitkiden bitkiye değişmesine rağmen rengi çoğunlukla yeşildir. Yaprak sapıyla gövdeye bağlanır. Üzerinde iletimi sağlayan damarlar vardır.
Görevleri
Besin yapar. Yapraklarda bulunan yeşil tanecikler su, karbondioksit ve güneş ışığı ile birleşerek besin oluşturur. Bitki; suyu kökleriyle topraktan, karbondioksidi havadan alır. Bitkiler besin üretirken havaya oksijen verir. Bitkinin besin yapma işi fotosentez olarak adlandırılır.
• Solunum yapar. Bitkiler de bütün canlılar gibi solunum yaparken oksijen alır, karbondioksit verir. Solunum yine tüm canlılarda olduğu gibi gece gündüz devam eder.
• Terleme yapar. Bitkiler topraktan aldıkları suyun tümünü kullanmaz. Fazla su yapraklardan dışarı atılır. Buna terleme denir. Yapraklarda terlemeyi sağlayan gözenekler vardır. Terleme sıcak ortamlarda daha hızlı olur.

Çiçek
Bitkilerin üreme organlarıdır.

Taç yapraklar olarak adlandırılan renkli yapraklar; kokusu ve güzelliği ile bazı hayvanların dikkatini çeker. Kuş, böcek gibi hayvanlar çiçeklere konarak erkek organlardaki tozları dağıtırlar. Tozların dişi organa ulaşması tohumun oluşmasını sağlar. Tohum dişi organda oluşur.
Çanak yapraklar, tomurcuk halindeyken taç yaprakları çevreleyen yapraklardır. Çiçeği olumsuz şartlardan korur. Tomurcuk açılınca çiçeğin alt kısmında kalır.

2. HAYVANLAR
 Hayvanlar yaşama ortamlarına, vücut yapılarına, beslenme ve üreme şekillerine göre birçok şekilde gruplandırılabilir.
Bilim adamları, hayvanları omurgalı ve omurgasız hayvanlar olarak iki grupta incelerler
Omurgalı Hayvanlar Memeliler: Omurgalı hayvanların en gelişmiş grubudur. Doğurarak çoğalır, yavrularını sütle beslerler. Akciğer solunumu yaparlar. Çoğunluğu karada yaşarlar, inek, fil, zürafa, at, deve, geyik otla; kurt, aslan, kaplan, çakal etle; fare, ayı hem etle hem de otla beslenen memeli hayvanlardır. Yunus, fok ve balina suda 'yaşayan memelilerdir
Kuşlar: Vücutları tüylerle kaplıdır. Ağız yerine gagaları vardır. Uçmalarını sağlayan kanatları vardır. Ancak tavuk, hindi, 'devekuşu ve penguen gibi kuşların kanatları olduğu hâlde uçamazlar.
Sürüngenler: Ayakları köreldiği için sürüngenler adı verilmiştir. Yılanların hiç yokken kaplumbağa, timsah ve kertenkeleler de küçük ayaklar vardır. Vücutları sert pullarla kaplıdır. Yumurta ile çoğalır, akciğer solunumu yaparlar.
Kurbağalar: Hem karada hem suda yaşarlar. Vücutları nemli ve kaygandır. Akarsu ve göl kenarlarında sinek ve böcekleri yapışkan dilleriyle avlayarak beslenirler.
Balıklar: Suda yaşar, solungaçlarıyla solunum yaparlar. Sudaki çözünmüş oksijeni solurlar. Kuyrukları ve yüzgeçleriyle hareket ederler. Sudaki küçük canlılar ile küçük balıkları ve bazı su bitkilerini yiyerek beslenirler. Köpek balığı, hamsi, alabalık, palamut, kefal gibi değişik adlarla anılan çok çeşidi vardır.
Tropikal Balıklar
Omurgasız Hayvanlar
Karada ve suda yaşayan birçok omurgasız hayvan vardır. Vücutları sert bir örtüyle kaplıdır.
Karada Yaşayanlar
Çekirge, kelebek, arı, sinek, pire gibi omurgasızlar, eklemli bacakları ile hareket eder. Bunlar karada yaşar.
Akrep, kırkayak,çıyan, solucan, salyangoz da karada yaşayan omurgasızlardandır.
Suda Yaşayanlar Denizanası, midye, mercan, ahtapot, yengeç,ıstakoz, denizyıldızı suda yaşayan omurgasız hayvanlardandır. Yengeç, ıstakoz, midye gibi omurgasızların sert kabukları vardır.

3. MANTARLAR
Mantarların birçok çeşidi vardır. Ağaç altlarında gördüklerimiz şapkalı mantarlardır. Sebze ve meyvelerde çok sık rastladığımız küf de bir mantar türüdür.
Nerelerde Yaşar?
Mantarlar nemli yerlerde, çoğunlukla ormanlarda, çeşitli yiyeceklerin (ekmek gibi), meyve ve sebzelerin üzerinde yaşar.

Yararlı Mantarlar
• Şapkalı mantarlar E vitamini açısından zengindir. Besin olarak kullanılır.
• Ekmek ve pasta yapılırken hamurun mayalanmasını sağlar.
• Peynir yapımında kullanılır.
• Peynir küfünden penisilin denilen antibiyotik elde edilir.
Zararlı Mantarlar
Bazı şapkalı mantarlar insanların zehirlenmesine neden olur.
El ve ayaklarda kaşıntıya, saçkıran ve pamukçuk hastalıklarına neden olur.
Yiyeceklerin küflenmesine neden olur.
Buğday, mısır, asma gibi bitkilerde hastalıklara neden olur.
4. MİKROSKOBİK CANLILAR
Gözle görülmeyecek kadar küçüktürler. Yalnızca mikroskopta görülebilirler. Mantarlar gibi zararlı olanlarının yanında yararlı olanları da vardır.
Nerelerde Yaşarlar?
Mikroskobik canlılar hava, su ve toprak gibi doğal ortamlarda, insan ve hayvan vücutlarında, besinlerde yani uygun sıcaklık ve besin olan her ortamda yaşarlar.

Deniz, göl ve okyanuslarda yaşayan bazı mikroskobik canlılar suyu oksijen bakımından zenginleştirir. Ayrıca buralarda yaşayan diğer canlılar için önemli bir besin kaynağı olur.
Hastalıklara Neden Olan Mikroskobik Canlılar
Mikroskobik canlılar çoğunlukla bulaşıcı hastalıklara neden olurlar.
Verem, tifo, kolera, tetanoz hastalıkları ile boğazda bademciklerin şişmesi ile oluşan hastalık bu canlıların etkisiyle olur.
Bu tür mikroskobik canlılar,
Üzüm suyundan sirke yapılması,
Sütten peynir elde edilmesi,
Sütün yoğurda dönüşmesi,
Bitki ve hayvan atıklarının çürüyerek toprağa karışması olaylarında rol oynar.
B. YAŞADIĞIMIZ ÇEVRE
Yaşam Alanları
Her canlı, her ortamda yaşayamaz. Canlılar yaşamlarını sürdürebildikleri ortamlarda yaşarlar. Bir kutup ayısı soğuk ortamlarda, deve ise sıcak ortamlarda yaşar. Canlılar, besin elde edebilecekleri, rahat büyüyebilecekleri ve çoğalabilecekleri ortamları yaşama alanı olarak seçer.
Canlılar yaşadıkları ortamlara kolayca uyum sağlar.

Kaktüs, çöl yaşantısına uyum sağlamıştır. Gövdesi su depolar. Terleme yoluyla su kaybını en aza indirmek için yaprakları diken şeklinde gelişmiştir. Oysa suda yaşayan nilüfer çiçeğinin böyle bir önleme ihtiyacı yoktur. Geniş yaprakları, fazla suyu terleme yolu ile dışarı atar. Çam ağaçları gibi soğuk ortamlarda yaşayan bitkilerin ise iğne yaprakları vardır.
Canlıların Beslenme İlişkisi
Canlılar, yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için besinlerden sağladıkları enerjiye ihtiyaç duyarlar. Her canlının beslenme şekli aynı değildir.
Bitkiler, fotosentez yaparak kendi besinlerini kendileri yapar. Böylece yaşamaları için gerekli enerjiyi sağlar.
Hayvanlar, mantarlar ve mikroskobik canlılar besinlerini başka canlılardan sağlar.
Tavşan havucu yer, tilki de tavşanı yer. Canlılar arasındaki bu şekildeki beslenme ilişkisine besin zinciri denir. Her canlı besin zincirinin bir halkasını oluşturur.
Besin zinciri denizde de oluşur. Karides deniz bitkilerini, kalamar karidesi, penguen kalamarı, foklar da penguenleri yer.
Doğal Çevre
Doğada, canlı ve cansız birçok varlık vardır. Doğadaki cansız varlıklar olan hava, su, toprak, güneş canlıların yaşamını sürdürebilmeleri için gereklidir. Bu cansız varlıkların kirlenmesi, bozulması ya da canlıların bunlardan yararlanmalarının engellenmesi canlıların yaşamını tehlikeye sokar.
Canlı ve cansız varlıklar doğada uyum içindedir. Bu uyum insanların birtakım etkileri sonucu bozulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder