A. CANLILARIN
SINIFLANDIRILMASI
Canlılar Nasıl Sınıflandırılır ?
Yeryüzünde milyonlarca canlı vardır. Bunların her
birini incelemek çok zordur. Benzer özellikte olan canlıları bir grupta toplamak
onları incelememizi kolaylaştırır. Bu nedenle canlılar benzerlik ve
farklılıkları dikkate alınarak sınıflandırılmıştır.Canlılar Nasıl Sınıflandırılır ?
Sınıflandırma yapılırken
• Dış görünüşleri,
• İç yapıları,
• Hareket, beslenme ve çoğalma özellikleri göz önünde bulundurulmuştur.
Canlılar aşağıdaki şekilde
sınıflandırılmıştır.
1)Bitkiler2)Hayvanlar
3)Mantarlar
4)Mikroskobik Canlılar
1. BİTKİLER
İnsan ve hayvanların en önemli besin kaynağı olan bitkilerin yaşam alanları çok geniştir. Kara ve su ortamlarında, çöllerde birçok bitki çeşidi vardır.
Nilüfer, kamış ve sazlar su ortamında yaşarken kaktüs çöllerde yaşar.Elma,gelincik,çam gibi bitkiler karada yaşar.
Bir yerin iklimi, o yerde yetişen bitki çeşitliliğinde etkilidir.
Örneğin, yurdumuzda farklı iklim türlerinin etkili olması nedeniyle çok çeşitli bitkiler yetişir. Çay bitkisi yalnızca Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yetişirken Akdeniz Bölgesi'nde yetişen turunçgiller iç bölgelerde yetişmez.
Bitkiler yapısal özelliklerine göre,
• Çiçeksiz bitkiler,
• Çiçekli bitkiler olarak sınıflandırılmıştır.
Çiçeksiz Bitkiler
Çiçekleri olmayan bu bitkiler ağaç diplerinde, nemli
toprak yüzeylerinde, bataklıklarda ve sularda yaşar.Eğrelti otu, atkuyruğu ve kibrit otları daha gelişmiş
çiçeksiz bitkilerdir. Yaprak
ve gövdeleri olduğu için su ve besin taşıyan yapılara sahiptirler. Ormanlarda,
nehir ve göl kıyılarında yaşarlar.
Çiçekli Bitkiler
Çevremizi ve doğayı güzelleştiren sebze ve meyveleri
elde ettiğimiz en gelişmiş bitkilerdir.
Çiçekli bitkilerin kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi
yapıları vardır. Bitkinin yaşamsal faaliyetlerini yürütebilmesi için bu
yapıların her birinin ayrı bir görevi vardır.
Kök
Bitkinin toprağın altında kalan kısmıdır.
Havuç, kereviz, turp gibi kökünde besin depolayan
bitkilerin köklerini yeriz. Soğanın saçak gibi, havucun kazık gibi kökü
vardır.
•
Kök, bitkiyi toprağa bağlar, tutunmasını sağlar.
•
Bitkinin yaşaması için gerekli olan topraktaki su ve mineralleri
alır. Bitki köklerinde toprağın derinliklerine ulaşmayı sağlayan emici
tüyler bulunur. Emici tüyler, kökün topraktaki su ve suda çözünmüş maddeleri
emmesini sağlar.
Gövde
Bitkinin toprak üstünde bulunan kısımlarından biridir.
Bazı bitkilerde ince ve yumuşak olan gövde çoğunlukla kışın kurur. Bu bitkilerin
gövdelerine otsu gövde denir. Bazı bitkilerin gövdeleri ise sert olup
otsu gövdelerden sağlamdır. Bu bitkilerin gövdeleri odunsu gövde olarak
adlandırılır.
Bazı bitkiler gövdeleriyle yerde sürünür ya da
bir yere sarılır.
Yer elması, patates, kavun, karpuz gibi bitkiler
gövdelerinde besin depolar. Bu bitkilerin gövdelerini yeriz. Kökün
topraktan aldığı su ve mineraller gövdeye ulaşır. Bu maddeler gövdenin
yapısındaki borucuklarla taşınır.
Görevleri
•
Bitkinin dik durmasını sağlar.
•
Kökten gelen maddeleri yapraklara taşır.
•
Bitkinin çiçek, yaprak ve meyvesini taşır.
•
Yapraklarda üretilen besini diğer yapılara taşır.
Yaprak
Bitkilerin besin üreten kısımlarıdır. Şekli bitkiden bitkiye değişmesine rağmen
rengi çoğunlukla yeşildir. Yaprak sapıyla gövdeye bağlanır. Üzerinde iletimi
sağlayan damarlar vardır.
Görevleri
•
Besin yapar. Yapraklarda bulunan yeşil tanecikler su,
karbondioksit ve güneş ışığı ile birleşerek besin oluşturur. Bitki;
suyu kökleriyle topraktan, karbondioksidi havadan alır. Bitkiler besin üretirken
havaya oksijen verir. Bitkinin besin yapma işi fotosentez olarak
adlandırılır.
• Solunum yapar. Bitkiler de bütün canlılar gibi
solunum yaparken oksijen alır, karbondioksit verir. Solunum yine tüm canlılarda
olduğu gibi gece gündüz devam eder.
• Terleme yapar. Bitkiler topraktan aldıkları suyun
tümünü kullanmaz. Fazla su yapraklardan dışarı atılır. Buna terleme
denir. Yapraklarda terlemeyi sağlayan gözenekler vardır. Terleme
sıcak ortamlarda daha hızlı olur.
Çiçek
Bitkilerin üreme organlarıdır.
Taç yapraklar olarak adlandırılan renkli yapraklar; kokusu ve güzelliği ile bazı hayvanların dikkatini çeker. Kuş, böcek gibi hayvanlar çiçeklere konarak erkek organlardaki tozları dağıtırlar. Tozların dişi organa ulaşması tohumun oluşmasını sağlar. Tohum dişi organda oluşur.
Çanak yapraklar, tomurcuk halindeyken taç
yaprakları çevreleyen yapraklardır. Çiçeği olumsuz şartlardan korur. Tomurcuk
açılınca çiçeğin alt kısmında kalır.
2. HAYVANLAR
Hayvanlar yaşama ortamlarına, vücut yapılarına,
beslenme ve üreme şekillerine göre birçok şekilde
gruplandırılabilir.
Bilim adamları, hayvanları omurgalı ve omurgasız
hayvanlar olarak iki grupta incelerler
Omurgalı Hayvanlar Memeliler: Omurgalı
hayvanların en gelişmiş grubudur. Doğurarak çoğalır, yavrularını sütle
beslerler. Akciğer solunumu yaparlar. Çoğunluğu karada yaşarlar, inek, fil,
zürafa, at, deve, geyik otla; kurt, aslan, kaplan, çakal etle; fare,
ayı hem etle hem de otla beslenen memeli hayvanlardır. Yunus, fok ve balina suda
'yaşayan memelilerdir
Kuşlar: Vücutları tüylerle kaplıdır. Ağız
yerine gagaları vardır. Uçmalarını sağlayan kanatları vardır. Ancak tavuk,
hindi, 'devekuşu ve penguen gibi kuşların kanatları olduğu hâlde uçamazlar.
Sürüngenler: Ayakları köreldiği için
sürüngenler adı verilmiştir. Yılanların hiç yokken kaplumbağa, timsah ve
kertenkeleler de küçük ayaklar vardır. Vücutları sert pullarla kaplıdır.
Yumurta ile çoğalır, akciğer solunumu yaparlar.
Kurbağalar: Hem karada hem suda yaşarlar.
Vücutları nemli ve kaygandır. Akarsu ve göl kenarlarında sinek ve böcekleri
yapışkan dilleriyle avlayarak beslenirler.
Balıklar: Suda yaşar, solungaçlarıyla
solunum yaparlar. Sudaki çözünmüş oksijeni solurlar. Kuyrukları ve yüzgeçleriyle
hareket ederler. Sudaki küçük canlılar ile küçük balıkları ve bazı su
bitkilerini yiyerek beslenirler. Köpek balığı, hamsi, alabalık, palamut, kefal
gibi değişik adlarla anılan çok çeşidi vardır.
Omurgasız Hayvanlar
Karada ve suda yaşayan birçok omurgasız hayvan vardır.
Vücutları sert bir örtüyle kaplıdır.
Karada Yaşayanlar
Çekirge, kelebek, arı, sinek, pire gibi omurgasızlar,
eklemli bacakları ile hareket eder. Bunlar karada yaşar.
Akrep, kırkayak,çıyan, solucan, salyangoz da
karada yaşayan omurgasızlardandır.
Suda Yaşayanlar Denizanası, midye, mercan, ahtapot,
yengeç,ıstakoz, denizyıldızı suda yaşayan omurgasız hayvanlardandır. Yengeç,
ıstakoz, midye gibi omurgasızların sert kabukları vardır.
3. MANTARLAR
Mantarların birçok çeşidi vardır. Ağaç altlarında
gördüklerimiz şapkalı mantarlardır. Sebze ve meyvelerde çok sık
rastladığımız küf de bir mantar türüdür.
Nerelerde Yaşar?
Mantarlar nemli yerlerde, çoğunlukla
ormanlarda, çeşitli yiyeceklerin (ekmek gibi), meyve ve sebzelerin
üzerinde yaşar.
Yararlı Mantarlar
• Şapkalı mantarlar E vitamini açısından zengindir.
Besin olarak kullanılır.
• Ekmek ve pasta yapılırken hamurun mayalanmasını
sağlar.
• Peynir yapımında kullanılır.
• Peynir küfünden penisilin denilen antibiyotik elde
edilir.
Zararlı Mantarlar
•
Bazı şapkalı mantarlar insanların zehirlenmesine neden
olur.
•
El ve ayaklarda kaşıntıya, saçkıran ve pamukçuk hastalıklarına
neden olur.
•
Yiyeceklerin küflenmesine neden olur.
•
Buğday, mısır, asma gibi bitkilerde hastalıklara neden olur.
4. MİKROSKOBİK CANLILAR
Gözle görülmeyecek kadar küçüktürler. Yalnızca
mikroskopta görülebilirler. Mantarlar gibi zararlı olanlarının yanında yararlı
olanları da vardır.
Nerelerde Yaşarlar?
Mikroskobik canlılar hava, su ve toprak
gibi doğal ortamlarda, insan ve hayvan vücutlarında, besinlerde
yani uygun sıcaklık ve besin olan her ortamda yaşarlar.
Deniz, göl ve okyanuslarda yaşayan bazı mikroskobik
canlılar suyu oksijen bakımından zenginleştirir. Ayrıca buralarda yaşayan
diğer canlılar için önemli bir besin kaynağı olur.
Hastalıklara Neden Olan Mikroskobik
Canlılar
Mikroskobik canlılar çoğunlukla bulaşıcı
hastalıklara neden olurlar.
Verem, tifo, kolera, tetanoz hastalıkları ile
boğazda bademciklerin şişmesi ile oluşan hastalık bu canlıların etkisiyle
olur.
Bu tür mikroskobik canlılar,
•
Üzüm suyundan sirke yapılması,
•
Sütten peynir elde edilmesi,
•
Sütün yoğurda dönüşmesi,
•
Bitki ve hayvan atıklarının çürüyerek toprağa karışması
olaylarında rol oynar.
B. YAŞADIĞIMIZ ÇEVRE
Yaşam Alanları
Her canlı, her ortamda yaşayamaz. Canlılar yaşamlarını
sürdürebildikleri ortamlarda yaşarlar. Bir kutup ayısı soğuk ortamlarda, deve
ise sıcak ortamlarda yaşar. Canlılar, besin elde edebilecekleri, rahat
büyüyebilecekleri ve çoğalabilecekleri ortamları yaşama alanı olarak
seçer.
Kaktüs, çöl yaşantısına uyum sağlamıştır. Gövdesi su
depolar. Terleme yoluyla su kaybını en aza indirmek için yaprakları diken
şeklinde gelişmiştir. Oysa suda yaşayan nilüfer çiçeğinin böyle bir önleme
ihtiyacı yoktur. Geniş yaprakları, fazla suyu terleme yolu ile dışarı atar. Çam
ağaçları gibi soğuk ortamlarda yaşayan bitkilerin ise iğne yaprakları
vardır.
Canlıların Beslenme İlişkisi
Canlılar, yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için
besinlerden sağladıkları enerjiye ihtiyaç duyarlar. Her canlının beslenme şekli
aynı değildir.
Bitkiler, fotosentez yaparak kendi besinlerini
kendileri yapar. Böylece yaşamaları için gerekli enerjiyi sağlar.
Hayvanlar, mantarlar ve mikroskobik
canlılar besinlerini başka canlılardan sağlar.
Tavşan havucu yer, tilki de tavşanı yer. Canlılar
arasındaki bu şekildeki beslenme ilişkisine besin zinciri denir. Her
canlı besin zincirinin bir halkasını oluşturur.
Besin zinciri denizde de oluşur. Karides deniz
bitkilerini, kalamar karidesi, penguen kalamarı, foklar da penguenleri
yer.
Doğal Çevre
Doğada, canlı ve cansız birçok varlık vardır. Doğadaki
cansız varlıklar olan hava, su, toprak, güneş canlıların yaşamını
sürdürebilmeleri için gereklidir. Bu cansız varlıkların kirlenmesi, bozulması ya
da canlıların bunlardan yararlanmalarının engellenmesi canlıların yaşamını
tehlikeye sokar.
Canlı ve cansız varlıklar doğada uyum içindedir. Bu
uyum insanların birtakım etkileri sonucu bozulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder